Bir anlık, bir an..

Faşizmin algı sınırlarını aştığını, herhangi bir kolgücüne, sistem bekçisine ihtiyaç duymadan her bireyin beynine geçirdiği fanuslarla kendi otokontrol sistemini kurdurtup ilkokul 1'den itibaren sistematik bir şekilde kafalara geçirilen fanuslar sayesinde belirlenen algı sınırlarını hiçbir şekilde hiçbir zaman aşamayacağının farkına dahi varamayacak şekilde yetiştirdiği embesillerle, kendi var oluş meşruiyetini sorgulamaya kalkan her çeşit ayrıkotunu ötekileştirmeye maruz bırakıp hayat hakkını tanımama hasletini devamlı muhafaza etme dürtüsünü şu caanım ülkemde en güzel, en müseccel alamet-i farikası olmak üzere tecelli ettiğini gösteren insan-cık.

Bütün varoluş sebebinizi hayatın anlamını Ali Rıza Efendi olmasaydı olamayacağınız aksiyonu üzerine bina edip kafanızdaki fanusu çıkartmaya çalışanlara "be hey dürzü!" diye çemkirmeye devam edin. Bu saatten sonra at lenslerinizi çıkarıp gerçeğin ışıklarını gözleriniz kamaşmadan dayanabileceğinize inanmak çok ümitkar bir yaklaşım olur.

Kendi minnacık beyinlerinizde her şeyin toplumsal konsensüse çoktan oturtulduğu-oturtulması gerektiği tahayyül ederek mutlu olmaya devam edin siz. Var oluş sebebi olarak gördüğünüz an, putlaştırdığınızın farkına varamadığınız, sonra biri sizi putperestlikle itham edince linç etmeye kalkıştığınız beyinlerinizi ipotek altına alan Atatürk'ün demokrasi pratikleri, halka rağmen halkçılık teorisinin kritiğini tartışmak isterdim sizinle. Ancak olmayan beyinlerinizle neyi tartışacağız orası meçhul. Biri kalkmış "ondan başka ülkesini kurtarıp sonra ekonomik-sosya devrim yapan lider kim var?"diye sormuş. Tarih, ekopolitik,sosyoloji ve bir alay sosyal bilim namına ne bildiğiniz, bildiğinizi nasıl yorumladığınız gayet açık. Bütün tarih sizin anlı şanlı Türk tarihinden ibaret değil mi canımıniçi? Herhangi bir devrimde halkın iç dinamiklerinden ne ölçüde faydalandığının devrimin geleceğiyle/sıhhatiyle ilgili ne gibi kelebek etkileriyle tezahr ettiğini merak edebilseniz, en azından gidip birkaç başka devrim okusaydınız, sosyalist devrimlerden de bahsetmiyorum. O sizin gibi burjuvaziye ağır gelir eyy Beyaz Türkler. Proletarya filan, bilmediğiniz kelimeler çıkar karşınıza kafanız karışır. Mein Kampf'ı okuyarak Hitler'i tanıyacağını düşünen beyinsizlere mukabil siz de gidip Nutuk'u, Şevket Süreyya'nın Tek Adam'ı, Falih Rıfkı Atay'ın Çankası'nı okup gelin. Sizden farklı düşünen herkese "ay ben karşıyım falan yanee.." diye konuşun.

Fikir özgürlü; düşündüğün şeyi hiç kimseden, salt çoğunluktan yahut herhangi bir şiddet kullanma yetisine sahip ideolojik aygıttan korkmadan belirtebilmen en güzel şey-di mi azizim/azizem? "Atatürk bizi yarattı onun sayesinde varız öyleyse onu eleştiremeyiz" mantığına sahip bıldırcınlarla dalga geçmek nasıl bir duygu anlatamam. İşte aradığım sistem bu olmalı! diyorum bazı bazı..

Karşısındakinin düşüncesine saygı duyanlar elime mum diksin.
Güzel